25 LİTRE
Geleceğin Sınıf Öğretmeni adayı olarak böyle bir belgeselin bu blogta yer alması gerektiğini düşündüm.
Gökhan Özoğlu, Natıonal Geographıc ve Finish'in sponsorluğunda hazırlanmış bu belgeselin aracılığıyla bizi bazı gerçeklerle yüzleştirmiş. Düşünsenize her gün sadece ama sadece günlük yaşamınızı sürdürebilmek için 25 Litreniz var. Tam olarak şu anda nerden baksanız bulaşık, çamaşır, duş, diş fırçalama gibi doğrudan harcadığımız suyun yanında bir de dolaylı yoldan harcadığımız suyumuz var. Mesela kahve üretiminde harcanan su gibi.
Su ayak izi testimi yaptığımda tam tamına 9050 Litre günlük su harcadığım ortaya çıktı. Oysaki dünyada susuzluk yüzünden ölen hastalığa yakalanan hatta ve hatta develerin öldürüldüğü ülkeler var.
Susuzluk insanlığın problemidir. Ne kadar insanlık umurumda olmasa da bu yemyeşil(!) dünyamızın böyle sömürülmesine göz yumamam. Çünkü öyle bir nokta gelecek ki insanlar birbirini katledecek. Ben bu konularda ne yazık ki duygusala bağlayan ya da insanları düşünen bir birey değilim. Çünkü bunu insanlığın hak ettiğini düşünüyorum. İnsan ırkının bence nüfusu düşürülmeli ve bu kadar bencil olunmamalı.
Gelecekteki çocuklarımızın daha bilinçli ve Dünyamıza bu kadar kötü davranılmasına ciddi anlamda karşıyım. Bu belgeseli de bu yüzden yazıyorum. Lütfen gereksiz elektrik, su, fosil yakıt KULLANMAYINIZ. Gerekirse lütfen karanlıkta oturun. Çünkü bizim konforumuz için yapılan her yeni şey doğaya biraz daha zarar veriyor. Ve ben bu doğanın bir gün yok olacağını bilerek ölmek istemiyorum. Torunlarımın torunları balinaları görsün istiyorum. Filmlerdeki gibi birbirlerini öldürüp azıcık yemek parçası ya da yer kavgası yaşasın istemiyorum.
Betonlaşmaya lütfen karşı durun. Olabildiğince konfor standartlarınızı lütfen düşürün. Minimalist yaşamlar tercih edin.
İşin komik yani bir çok insan için bu tüketici toplum alışkanlığı son bulmayacak. O elektriği açık bırakarak o odadan çıkacak. Bencil insanlık.
🌼

Yorumlar
Yorum Gönder