Sohbetler 8*
Konuşmaya çok ihtiyacım olduğunu fark ettim ama maalesef etrafımda aynı yaralardan muzdarip insan yok. Fakat illa bunu okuyan biri (ki maalesef okunmuyor) yaşamıştır bunları. Güzel sayılabilecek bir üniversite hayatı yaşıyorum fakat anksiyete ve çok düşünme belasından kurtulamadığım için mutsuz oluyorum.
Vizelerden sonra eve gittim ve sandığımdan daha çok özlemişim ailemi, evimi, odamı, kendimi.. Ne kadar arkadaşların da olsa kendin gibi hissedemiyorsun çoğu zaman. Bir söz var tek başına olduğun halin ile yanında bir kişi bile gelse o halin arasında farklar var. Tam sözü hatırlayamadım ama bunu anlatıyordu. Sorumluluk, uyum sağlama ve güzel olan şeyleri bozma endişesi kendinin biraz daha farklı formunu ortaya koymaya itiyor insanı. Bu psikolojik olarak hem bir adaptasyon hem de savunma iç güdüsü.
Her neyse evde geçirdiğim 9 gün bana o kadar iyi hissettirdi ki. 3 günümü hastanede geçirsem de (bazı kontroller için) o bile çok güzel geldi bana. Daha sonra üniversiteye geri dönme psikolojisi çöktü üstüme. Kaygılı ve mutsuzdum. Kaygıdan midem bulanıyordu ve yemek de yiyemedim doğru düzgün. Vardığımda arkadaşlarımla eğlensem de bir şeyler buruk içimde.
Mesela 4 yılın nasıl geçeceği, istediğim vakitte evimde olamamam, sağlık sorunu ya da herhangi bir sorun yaşasam ailemden çok uzak olmam. Beni buruk hissettiriyor. Zaten hastalık hastası olan biri olarak ailemden uzaktayken daha çok dinlemeye başlıyorum kendimi. En kötüsüne yoruyor kafam (karnım mı ağrıyor, ya kanserse vb.). Öz babamı da fazlasıyla özlüyorum, yaklaşık 2 yıldır görüşmedim. Kokusu bana hep huzur verirdi ve bazen o huzuru parfüm yapmak isterdim. O parfüme gerçekten ihtiyacım var. Diğer babamda da huzur hissediyorum fakat o kadar özledim ki öz babamı. Eskiden izlediğim şeyleri tekrar açıp izlerken eğlenemiyorum sadece ağlayasım geliyor.
Ayrıca maşallah güzel bir arkadaşlığımız var ve bozulursa düşüncesi beni kaygıya sürüklüyor. Umarım kavgalar etsek de, ki etmeyiz umarım, birbirimizi anlar ve kin gütmeden sorunlarımızı çözebiliriz. Dersler de düzenli çalıştığın sürece yapamayacağın şeyler kesinlikle değilmiş. Düzenli çalışmak gerekiyor. 2 aylık dersi son 1 haftada çalışarak kurtaramıyorsun maalesef. Onu anlamış oldum.
Velhasıl bu sorunlarla yaşamak zorundayız. Çoğumuzun başka başka endişeleri olacaktır ve genelde çok düşünen insanların zindanı oluyor beyni. Fakat bunlarla yaşayacağız. Güzel günlerimiz için, gelecekteki ailemiz için ya da şimdiki, en önemlisi kendimiz için. Geldiğiniz nokta ne olursa olsun, belki size göre az belki fazla, buraya kolay gelmedin. Bu noktadan da dönmek yok. Emeğin, hayatın o kadar değerli ki. Ne zaman öleceğimizi bilmediğimiz bu dünyada mutlu olmayı ve başarımızı görmeyi hak ediyoruz. Hiçbir şey için ne geç ne erken. Tam zamanı ya da daha zamanı var. Gelip geçecek çoğu şey ve biz bu günleri buruk bir gülümseme altında özlemle anacağız.
🐭
Yorumlar
Yorum Gönder