Ölüm: Mutlak Son
Uzun zamandır ölüm hakkında düşünmüyordum. Bu benim için ilginç bir şey çünkü 2 yılımı ölümün kurtuluş olacağına inanarak geçirdim. Son 1 haftadır hastayım ve bir ara gerçekten öleceğimi düşündüm. İnsan öleceğini düşündüğünde bir anda büyük bir korkuyla yüzleşiyor. Öleceğimi düşündüğümde aklımdan ilk geçen cümle şuydu: Daha çok gencim, ölüm için de yaşam için de.
Sandığımızdan daha bir çaresizlik hissediyorsunuz. Çünkü her an, herhangi bir yerde Dünya'dan ödünç aldığınız son nefesi verebilirsiniz. Veda etmeye şansınız yok, önünüzde yarım kalmış hayatı tamamlamak için şans yok, yaşınız falan da umurunda değil bedeninizin. Bu kadar ani bir olay sanki hiçbir zaman bizi bulamayacakmış gibi yaşıyoruz. Günlük telaşlarımız, kalıplarca doğru yaşamlarımız, sahte ilişkilerimiz, asla gitmeyecekmiş gibi kararlılıklarımız... Bunları düşünürken, o öleceğime emin olduğum vakitte o kadar aptal hissettim ki kendimi. Hayatımı konfor alanımdan bir adım bile uzağa atmadan, gelen tüm olumsuzluklarda ölmek istediğim anlar, çevremdekilerle özellikle kendimle olan bu ateşkesi olmayan savaşlar...
Senin zorun ne böyle hayatla? Ne böyle seni hep böyle köşelerde yaşamaya iten düşüncelerin? Yaşamak gerçekten zor, acı şekilde hepimiz fark ediyoruz bunları. Ama ya ölüm? O sanki çok mu kolay? Ölünce bunların hiçbirinin önemi yok, öyle değil mi? O halde korkaklığa da geciktirmeye de gerek yok. Bir şeyler iste, bir şeyler yap, bir şeyler hisset ya. Sağlık sorunlarım devam ediyor ilaçlara rağmen ve içimdeki kötü his her şey ile vedalaş diyor. Eğer bir gün beklediğimden erken ölürsem yaşama aşık ama ölümle evlenen bir salak olarak hatırlayın. Mümkünse illa koyacaksanız beni o toprağın altına taşıma güzel bir şeyler yazın. Margarita'ya ne zaman güzel bir şey yaz desem ''güzel bir şey'' yazar. Daha açık bir mezar taşı sözü bulmam lazım. Bunu düşünmeliyim, o vakte kadar umarım yaşamaya devam ederiz.
🐭
Yorumlar
Yorum Gönder