İlişki Manifestosu
Selamlar efendim. Bugün ilişkiler ve ilişkilerim hakkında asla merak etmediğiniz şeyler hakkında konuşmaya geldim. Sohbetler başlığı altında yapmayı planlıyordum ama tek konu olduğu için özel başlığı hak ettiğini düşündüm.
Şu zamana kadar ilişkileri genel olarak karşılıklı çıkardan ibaret görüyordum. Ta ki başıma sevgililik olayları gelene kadar. Küçük yaşta yaptığım sevgililikler arkadaşça olduğu için onları saymıyorum. İlk ilişkim bence 16 yaşında oldu. Masalları andıran bir güzellikte, büyüleyici bir ilişkiye sahiptik. Ona aşık olduğumu sanıyordum. Ama öğrendim ki aşk çok sevmek değilmiş. Etkisinden 1 yıl çıkamadığım bu 'aşkı' bir şekilde maziye gömdüm ve yoluma devam ettim. Evet arkadaşlar, ayrılık acısı geçiyor.
İkinci ilişkim ve son ilişkim ise... Yazma yetimi kaybettim yine onu düşününce. Aşk denen şey belki bu da değildir. Ama ona aşık gibi hissediyorum. Böyle onu düşünmek beni hayata bağlıyor. Neyse neyse, bundan daha fazla bahsedersem gözüme bir şeyler kaçacak. Bence aşk olan bu ilişkinin acı kısmı geçer mi hep beraber göreceğiz.
Ben ilişkilerde oldukça bağımlı bir insanım. Kavga ettiğimizde hemen benden ayrılacak gibi hisseden paranoyağın tekiyim. Onun beni sevmesi demek, benim kendimi sevmem demek. Onu üzmem demek, benim tüm dünyayı üzmem demek. Beni terk eder diye binlerce kurgu yaptığım bu beynim artık yorgun düştü ve ayrılma ihtimalini yok etti. Ben ilişkilerde aslında çok cesurumdur. Ama bir 'O' var ki hayatımda, beni korkaklığa sürükledi. Bana severken soğumayı bile o öğretti.
Tedavi görüyorum depresyondan, dengesizim son dönemde. Bu ilişkilerime de yansıyor ve herkesi korumak istiyorum kendimden. Benden ne kadar uzak olursa o kadar iyi. Bilmiyorum belki de ruhen mazoşistimdir ve kendime acı çektirmek sadece hoşuma gidiyordur. Çünkü ruhum, kalbim acı içinde kıvranıyor. Bu size komik gelebilir çünkü ben daha onun kokusunu bile içime çekmedim.
🐭
Yorumlar
Yorum Gönder