Sohbetler*4
Kalbim derinlerinden kırılmış gibi hissediyorum. Ne tuhaf, tanıdığımız insanlar bazen yabancılara dönüşüyorlar. Hayır, o yapmaz dediğimiz ne varsa yapmaya başlıyorlar. Kendinden, kalbinden utanmaya başlıyorsun. Çünkü hala o insanı deli gibi seviyorsun. Elinde değil, defalarca seni kırsa da seviyorsun işte. Seni bıraksa da, sorunlar yaratsa da, kalbine hançer saplayıp gitse de seviyorsun.
Kendimi patlamış bir balon gibi hissediyorum. İçim hava doluyken hayranlıkla bakan o küçük çocuk patlattıktan sonra beni çöpe atmış gibi ağlaya ağlaya. Patlamak benim suçum mu? Benim doğam bu. Benim kişiliğim, benliğim bu. Hor kullanan çocukta da suç yok, nereden bilsin? O sadece hayran hayran bakıp oynadı, nereden bilsin patlayacağını.
Ne istediğimi bilmiyorum. Keşke ağlayabilsem saatlerce. Ama olmuyor, öyle kalbim acıyor ki yine de ağlayamıyorum. Ağlamak için gözden yaş akmasına gerek olmuyormuş bazen... Ama ağlamak nasıl büyük bir lütuf daha iyi anladım. Ağlayabilsem rahatlayacağım...
Hayırlısı ne ise o olsun...
🐭
Yorumlar
Yorum Gönder