Kayıtlar

Kasım, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Keşmekeş ruh hali

        Ne gemiler yaktım O kadar yandı ki canım Sonunda karşıdan baktım Ne göreyim Kendime yıldızlardan daha uzaktım Bu kızı yeniden büyütmeliyim Kor ateşlerde yürütmeliyim Değirmenlerde öğütmeliyim Farkındayım Farkındayım Kazanmalı, kaybetmeliyim Aşk uğruna harp etmeliyim          Bu şarkı sözleri ruhumu delip geçiyor. Çünkü tam olarak ruh halimi anlatıyor. Ben bu kızı yeniden büyütmek zorundayım. Onca şey yaşandı ama ben bir türlü ayağa kalkamadım. Güçsüzüm belki de sandığımdan çok daha fazla. Ama bana güçlü olduğumu söyleyen bir sürü insan var. Kafam keşmekeş bir şekilde sadece yaşamaya çalışıyorum şu anda.           Saçmalıyorum çoğu zaman, çocuk gibi davranıyorum. Herkes bana kendimi  toparlamam gerektiğini söyleyip duruyor. Nasıl toparlanır bilmiyorum ki ben. Bu hale nasıl geldim onu bile bilmiyorum ki. Sürekli ölmek istiyorum ve biliyor musunuz insanların intihar hakkında da bir yorumları var. K...

Sohbetler*4

           Kalbim derinlerinden kırılmış gibi hissediyorum. Ne tuhaf, tanıdığımız insanlar bazen yabancılara dönüşüyorlar. Hayır, o yapmaz dediğimiz ne varsa yapmaya başlıyorlar. Kendinden, kalbinden utanmaya başlıyorsun. Çünkü hala o insanı deli gibi seviyorsun. Elinde değil, defalarca seni kırsa da seviyorsun işte. Seni bıraksa da, sorunlar yaratsa da, kalbine hançer saplayıp gitse de seviyorsun.          Kendimi patlamış bir balon gibi hissediyorum. İçim hava doluyken hayranlıkla bakan o küçük çocuk patlattıktan sonra beni çöpe atmış gibi ağlaya ağlaya. Patlamak benim suçum mu? Benim doğam bu. Benim kişiliğim, benliğim bu. Hor kullanan çocukta da suç yok, nereden bilsin? O sadece hayran hayran bakıp oynadı, nereden bilsin patlayacağını.           Ne istediğimi bilmiyorum. Keşke ağlayabilsem saatlerce. Ama olmuyor, öyle kalbim acıyor ki yine de ağlayamıyorum. Ağlamak için gözden yaş akmasına gerek olm...

İlişki Manifestosu

         Selamlar efendim. Bugün ilişkiler ve ilişkilerim hakkında asla merak etmediğiniz şeyler hakkında konuşmaya geldim. Sohbetler başlığı altında yapmayı planlıyordum ama tek konu olduğu için özel başlığı hak ettiğini düşündüm.          Şu zamana kadar ilişkileri genel olarak karşılıklı çıkardan ibaret görüyordum. Ta ki başıma sevgililik olayları gelene kadar. Küçük yaşta yaptığım sevgililikler arkadaşça olduğu için onları saymıyorum. İlk ilişkim bence 16 yaşında oldu. Masalları andıran bir güzellikte, büyüleyici bir ilişkiye sahiptik. Ona aşık olduğumu sanıyordum. Ama öğrendim ki aşk çok sevmek değilmiş. Etkisinden 1 yıl çıkamadığım bu 'aşkı' bir şekilde maziye gömdüm ve yoluma devam ettim. Evet arkadaşlar, ayrılık acısı geçiyor.          İkinci ilişkim ve son ilişkim ise... Yazma yetimi kaybettim yine onu düşününce. Aşk denen şey belki bu da değildir. Ama ona aşık gibi hissediyorum. Böyle onu düşünmek beni ...

Sohbetler*3

         Gram hiçbir şeyden zevk alamıyorum. Ruhum sanki hastalıktan geberiyor gibi hissediyorum. Olur ya bazen ölesiniz gelir, benim son zamanlarda rutinim oldu. Ölmek istiyorum ama korkuyorum da. Neyden korktuğumu çözemiyorum tam olarak. Ölünce hiçbir sorumluluğum kalmayacak nasılsa, her şey önemini yitirecek. Ama yapamıyorum işte.          Şu aralar kimseye değer vermek istemiyorum. İnsanların gitmelerinden yoruldum. Öylesine birileriyle konuşmak bana iyi geliyor. Çünkü illa bir şey oluyor ve o kadar değer vermeme rağmen gidiyorlar. Geri döndüklerinde ben çoktan savaşımı yaşamış ve geç kalmış oluyorlar. Devam edemiyorum çünkü illa bir yerde gideceklerini hissediyorum. En küçük tartışmada bile gidecekler sanki. Bir süreçten geçiyorum ve böyle hissetmek bana iyi gelmiyor. Bu yüzden aşık olduğum kişiden bile ayrıldım.          İnsanların, anlayışsız olduğu konusunda hemfikir olmaya başladım. Ne kadar çok şey...